Ekim 2017 Ekonomi Raporu

Son aylarda gerek yurt içinde yaşanan terör olayları ve gerekse diğer sosyal ve siyasal olaylar, özellikle AK Parti içinde yaşanan olaylar ile komşu ülkelerde yaşanan çatışmalar Türkiye’de gündemi çok fazla etkiliyor ve ülkemizin gündemi bir anda değişiyor. Bu olaylar özellikle iktidarı ve siyasi partileri fazlasıyla meşgul ediyor. Öyle ki, iktidar ve ana muhalefet partisi CHP, milletimizin ekonomik ve sosyal sorunlarının çözümü ile ilgilenmeye fazla zaman ayıramıyor. AK Parti kendi iç işleri ile, Belediye Başkanları ile uğraşıyor. CHP de AK Parti içindeki bu anlamsız sorunlarla ilgili tartışmalara katılıyor. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda 2018 yılı bütçesi görüşülüyor. Ama kimsenin ilgisini fazla çekmiyor. Çiftçi, işçi, memur, emekli, esnaf ve işverenler perişan. Hepsi sorunlarının çözümünü bekliyor. Ama iktidar partisi, AK Parti yetkilileri sadece konuşuyor. CHP’de iktidara laf yetiştirmeye gayret ediyor, tartışmalar sürüp gidiyor.  Bu tartışmalar her gün dozunu artırarak devam ediyor. Bu yüzden Saadet Partisi olarak biz AK Partiye ve CHP’ye diyoruz ki, gelin öncelikle vatandaşımızın ve ülkemizin sorunlarını çözelim, sıkıntılarını giderelim sonra AK Parti yöneticileri ile CHP yöneticileri olarak sizler birbirinizi mahkemeye mi veriyorsunuz, tazminat davaları mı açıyorsunuz,  ne yaparsanız yapınız.

Saadet Partisi olarak biz halkımızın refah içinde mutlu, huzurlu bir hayat sürmesini istiyoruz. Bunu sağlayacak olanlar ülkemizi yöneten idarecilerdir. Demokrasilerde yöneticileri halk seçer. Biz, siz teşkilat mensuplarımız aracılığı ile milletimizi bilgilendirerek onun ülke gerçeklerini öğrenmesini ve seçimlerde Saadet Partimize oy vererek saadete kavuşmasını temin etmeye çalışıyoruz.

İŞSİZLİK

TÜİK tarafından yayınlanan verilere göre, Haziran 2017’de % 10.2 olan işsizlik oranı Temmuz 2017’de % 10.7’ye yükselmiştir. Yani işsizlik oranı bir ay öncesi ile karşılaştırıldığında % 0.5 artmıştır ve çift haneli rakamlarda seyretmektedir. Sayısal olarak 3.443.000 insanımız işsizdir. 2016 yılının Temmuz ayındaki işsizlik oranı da % 10.7 idi. Yani Haziran 2017’deki işsizlik oranı bir yıl önceki ile aynı düzeydedir, azalmamıştır. Ancak sayısal olarak 2016 yılı Temmuz ayında ülkemizde 3.324.000 olan işsiz sayısı 2017 yılı Temmuz ayında 3.443.000’e yükselmiştir. Yani bir yılda işsiz sayısı 119.000 kişi daha artmıştır. Yıllardan beri işsizlik oranı yüksek düzeyde seyrediyor. Bu durum iyiye değildir. Dileğimiz bu ülkede yaşayan her insanımızın iş bulup çalışması ve dolayısıyla işsizlik oranının düşük olmasıdır.

Haziran 2017’de % 20.6 olan genç nüfustaki (15-24 yaş grubu) işsizlik oranı artarak Temmuz 2017’de % 21.1 olmuştur. Bir ay öncesine göre % 0.5 oranında artan genç nüfustaki işsizlik oranı bir yıl önceki genç nüfustaki işsizlik oranına göre de % 1.3 artmıştır. Temmuz 2016’da % 19.8 olan genç nüfustaki işsizlik oranı Temmuz 2017’de % 21.1 olmuştur. Görüldüğü gibi, 2017 yılının Temmuz ayındaki  genel işsizlik oranı aynı yılın Haziran ayına göre arttığı gibi genç nüfustaki işsizlik oranı da bir önceki aya göre artmıştır. Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin işsizlik oranı da bir yıl öncesine göre % 0.4 artarak % 26.7’ye yükselmiştir.

ENFLASYON

TÜİK verilerine göre, 2017 yılı Ekim ayında enflasyon (TÜFE) bir önceki aya göre    % 2.08 arttı. Yıllık enflasyon da % 11.90 olarak gerçekleşti. Şubat 2017’den başlayarak çift haneli rakamlarda seyreden enflasyon (TÜFE) Temmuz 2017’de tek haneli rakama, % 9.79’a düştü. Ancak Ağustos 2017’den itibaren tekrar çift haneli rakamlara yükseldi ve Ağustos 2017’de % 10.68 oldu. Ağustos 2017’de % 10.68 olan yıllık enflasyon, Eylül 2017’de % 11.20’ye ve Ekim 2017’de de % 11.90’a yükseldi. Enflasyondaki artış tüm toplum kesimlerini çiftçi, işçi, memur ve emeklilerimiz ile esnafımızı etkilemektedir. İktidar enflasyon konusundaki hedefini maalesef geçmiş yıllarda tutturamamıştı. Dileğimiz 2017 yılında % 6.5 olarak belirlenen enflasyon hedefinin tutturulabilmesidir. Ama tutturulacağına pek ihtimal veremiyoruz. Hükümet de bunu fark etmiş olacak ki 27.09.2017’de açıklanan Orta Vadeli Program’da (OVP) 2017 yılı enflasyon (TÜFE) tahmini % 9.5’a revize edildi, yükseltildi. Yani hedef % 46 artırıldı. Hedef nasıl tutturulsun ki? Önceki zamlar bir yana daha 5 gün önce (31.10.2017) benzinin litresine 12 Kuruş motorinin litresine 18 kuruş zam geldi. Son zamlarla Ankara’da benzinin litresi 5.53 lira, motorinin litresi de 4.97 liraya yükseldi. Akaryakıta zam gelince tüm malların fiyatı artıyor. Bu da enflasyonun yükselmesi demektir.

Son bir yıldan beri bir yandan döviz fiyatları hızla artıyor, diğer yandan akaryakıt (motorin, benzin) fiyatları artıyor. 2018 yılında bazı vergiler de % 25 oranında yükseltilecek. Bütün bu olumsuzluklardan dolayı Merkez Bankası tarafından 2017 yılı enflasyon hedefi % 9.8’e revize edildi.  İktidar tarafından 2017 yılı OVP’daki % 9.5’luk enflasyonun (TÜFE) (ki bu % 10’nun üzerinde gerçekleşebilir) 2018 yılında % 7’ye düşürülmesi programlanıyor. Bize göre bu hesabın gerçekleşmesi çok zor…! AK Parti iktidarı ekonomide verdiği her sözü revize ediyor. Ama inşallah bu defa 2018 yılı için verdiği % 7’lik enflasyon hedefini tutturabilir, revize etmez.

Tüketiciyi yakından ilgilendirdiği için, biz daha çok TÜFE üzerinde duruyoruz. Ekim 2017’de Üretici Fiyat Endeksine (ÜFE) göre enflasyon % 1.71 oldu. Yıllık ÜFE’de % 17.28 gibi çok yüksek bir oranda gerçekleşti. Daha önceki raporlarımızda şöyle bir ifade kullanmıştık. “ÜFE daha çok üreticilerimizi ilgilendirmektedir. Ancak ÜFE’nin yüksek olması müteakip aylarda TÜFE’nin de yüksek seyretmesine sebep olmaktadır. Bunun anlamı halkımız önümüzdeki bir kaç ay daha yüksek enflasyon (TÜFE) ile yaşayacaktır.” Bu ifademiz bu ayki raporumuz için de geçerlidir.

BÜYÜME

TÜİK tarafından 2017 yılı GSYH’nın 2. çeyrek rakamları yeni hesaplama yöntemine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak % 5.1 diye açıklanmıştı ve biz de Eylül ayı raporumuzda bu konu ile ilgili rakamları verip gerekli açıklamalarımızı yapmıştık. 2017 yılının 3. çeyreğine ait veriler henüz açıklanmadığı için bu ayki raporumuzda büyüme ile ilgili kapsamlı açıklama yapmaya gerek duymuyoruz.

FAİZ

2017 yılının ilk dokuz ayında (Ocak-Eylül) bütçeden faize 46.6 milyar TL ödeme yapılmıştır. 2017 yılının tamamında bütçeden yapılacak faiz harcamalarının miktarı 57.5 milyar TL olarak hedeflenmiştir. Görünen o ki bütçeden yıl sonunda hedeflenen miktar kadar faiz ödemesi yapılacaktır.

Mayıs 2016’dan beri faiz oranlarını düşürme gayreti içinde olan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (TC MB PPK) son toplantısında (26.10.2017) da faiz oranlarında değişiklik yapmadı. Marjinal fonlama oranını (faiz koridorunun üst bandı) % 9.25, Merkez Bankası borçlanma faiz oranını (Faiz koridorunun alt bandı) % 7.25, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını da (politika faizi) % 8 düzeyinde sabit tuttu. Merkez Bankasının borç verme faiz oranını da değiştirmedi, % 12.25’de sabit tuttu.

Tahvil piyasasındaki faiz oranı da yüksektir ve yükselmeye devam etmektedir. 29.09.2017’de % 11.9 olan Tahvil piyasasındaki faiz oranı şu günlerde % 13.0’ün üzerinde (03.11.2017’de % 13.15) seyretmektedir. Unutulmamalıdır ki, faizdeki bu artış Türkiye’nin faiz ödemelerinin artmasına sebep olmaktadır.

Tabii TCMB ve Tahvil piyasasındaki faiz oranının yüksek olması ticari faizlerdeki faiz oranlarının da yükselmesine sebep olmaktadır. Bu durum bankaların karlarının artması, vatandaşın ise ezilmesi demektir.

BORÇLAR

Borçlarla ilgili 2017 yılına ait verilerin 2. çeyrek rakamları 29.09.2017’de açıklandı. 3. çeyrek rakamları henüz açıklanmadı. Bu yüzden biz de Eylül ayı raporumuzda verdiğimiz ülkemizin 2002 ile 2016 yıllarındaki borç durumu ile 2017 yılının 2. çeyreğindeki borç durumuna ait rakamları tekrar vermekle yetiniyoruz.

Share

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir